Miras bırakanların çeÅŸitli nedenlerle mirasçılarından mal kaçırması söz konusu olabilmektedir. Bu mal kaçırma, miras bırakan ve sözleÅŸmenin karşı tarafının görünürde bir sözleÅŸme yapması ancak bu sözleÅŸmenin arkasına asıl niyetlerini içeren baÅŸka bir sözleÅŸmeyi gizlemesi ÅŸeklinde karşımıza çıkmaktadır. Muris muvazaası olarak adlandırılan bu durum kanunlarımızda yer almamakla birlikte uygulamada sıkça rastlanan bir olgudur. Muris muvazaası terimi, esasen Yargıtay içtihatlarıyla hukuk sistemimize girmiÅŸtir. KiÅŸiler, ülke ve yörenin gelenek ve göreneklerinin, toplumsal eÄŸilimlerin etkisi ile muvazaalı sözleÅŸmeler yapmışlar veya yapmak zorunda kalmışlardır. Muris muvazaası, Yargıtay İçtihadı BirleÅŸtirme Büyük Genel Kurulunun 01.04.1974 tarihinde verdiÄŸi 1/2 sayılı İçtihadı BirleÅŸtirme Kararıyla hukukumuza girmiÅŸtir. 74 tarihli İçtihadı BirleÅŸtirme Kararındaki esaslar yine Yargıtay İçtihadı BirleÅŸtirme Büyük Genel Kurulunun 22.05.1987 tarihinde verdiÄŸi 4/5 sayılı kararıyla teyit edilmiÅŸtir. 16.03.1990 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı BirleÅŸtirme kararında da içtihat deÄŸiÅŸikliÄŸine yer olmadığı yönünde karar verilmiÅŸ ve “muris muvazaası” kavramı kurumsallaÅŸmıştır. Muvazaa, tarafların anlaÅŸmak suretiyle iradelerinde bilerek ve isteyerek meydana getirdikleri bir uygunsuzluk halidir. Muvazaada tarafların esas amaç ve niyetleri, görünürdeki sözleÅŸmenin hukuki sonuçlarını doÄŸurmaması ve bu yolla üçüncü kiÅŸilerin aldatılmasıdır. Taraflar gerçek iradelerine uymayan görünürdeki bir sözleÅŸme için anlaÅŸmakta ve böylece her iki taraf da beyan ve iradeleri arasındaki uygunsuzluÄŸun bilinci içinde bulunmaktadırlar. Muvazaa, tarafların üçüncü kiÅŸileri aldatmak kastıyla, yaptıkları sözleÅŸmenin hiç hüküm doÄŸurmayacağı veya görünürdeki sözleÅŸmeden baÅŸka bir sözleÅŸmenin hükümlerini doÄŸuracağı hususunda anlaÅŸmalarıdır. Muvazaa varsa görünürdeki iÅŸlem muvazaa nedeniyle geçersiz olur. Muvazaalı sözleÅŸmenin arkasına gizlenen sözleÅŸmenin akıbeti için ise, o sözleÅŸme için kanun bir geçerlilik ÅŸekli arıyorsa bu ÅŸekil ÅŸartının yerine getirilip getirilmediÄŸine bakılarak karar verilir. EÄŸer gizli sözleÅŸme için aranan ÅŸekil ÅŸartına uyulmuÅŸsa gizli sözleÅŸme geçerli olur. Ancak gizli sözleÅŸme için kanunun aradığı ÅŸekil ÅŸartı yerine getirilmemiÅŸse gizli sözleÅŸme de geçersiz olur. Buna göre; muvazaalı sözleÅŸme baÅŸtan itibaren geçersiz olup, ileri sürülmesi için herhangi bir zamanaşımı süresi söz konusu deÄŸildir. Yani söz konusu geçersizlik her zaman ileri sürülebilir. Muvazaalı sözleÅŸme geçersiz olduÄŸundan taraflar için herhangi bir alacak veya borç doÄŸmaz. Muvazaalı sözleÅŸmenin geçersizliÄŸi taraflardan biri veya onların külli halefleri tarafından her zaman ileri sürülebilir. Taraflar muvazaa nedeniyle geçersizliÄŸi ileri sürmeseler dahi hakim, sözleÅŸmenin muvazaalı olduÄŸunu resen nazara alabilir. Muvazaa nedeniyle geçersiz olan bir sözleÅŸme, belli bir zaman geçmesiyle veya tarafların bu sözleÅŸmeye icazet vermesiyle geçerli hale gelmez.


Miras bırakan neden muvazaaya ihtiyaç duyar?

Miras bırakanı muvazaalı işlem yapmaya iten nedenler şunlardır:
Miras bırakanın yaÅŸlılığında ve ölümünden çok kısa süre önce tasarrufta bulunması, erkek çocukların kız çocuklardan üstün tutulması, ikinci ya da son eÅŸ faktörü, zayıf durumda bulunan mirasçının güçlendirilmesi, psikolojik nedenler. Muris muvazaasında miras bırakanın amacı mirasçılarını miras hakkından yoksun bırakmaktır. Birçok Yargıtay içtihadında vurgulandığı üzere; toplumun bazı kesimlerinde erkek evladın kız evlattan üstün tutulması, miras bırakan birkaç kez evlenmiÅŸ ise son eÅŸin baskısı, miras bırakanın zayıf durumda olan mirasçısını koruma isteÄŸi, yaÅŸlı kiÅŸilerin yakınlarındaki mirasçılarının baskısı gibi nedenlerden dolayı miras bırakan kiÅŸiler muvazaalı sözleÅŸme yapma yoluna gitmektedir. Miras bırakan ölümüne yakın zamanda mallarının bir kısmını veya tamamını mirasçılardan birine veya birkaçına bağışlamakta ancak bu bağışı mirasçılardan bir veya birkaçıyla yaptığı satış sözleÅŸmesinin arkasına gizlemektedir. Burada miras bırakanın amacı mirasçılarını miras hakkından kısmen veya tamamen yoksun bırakmaktır. Muris muvazaasında miras bırakan gerçekten sözleÅŸme yapmak ve taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için asıl amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediÄŸi tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleÅŸmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleÅŸmesi doÄŸrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. ÖÄŸretide muris muvazaası için yapılan baÅŸka bir tanım ise ÅŸu ÅŸekildedir: “Miras bırakanın saklı paylı mirasçıları olan kızlarından mal kaçırmak için tarlasını askerden yeni gelmiÅŸ oÄŸluna bağışladığı halde, tapuda sanki ona satmış gibi iÅŸlem yapması ‘muris muvazaası’dır.”

  1. Muris muvazaasından söz edebilmemiz için öncelikle üzerinde iÅŸlem yapılan malvarlığı deÄŸeri tapuya kayıtlı bir taşınmaz olmalıdır.
  2. Miras bırakanın amacı mirasçısından mal kaçırmak olmalıdır.
  3. Saklı paylı olsun olmasın tüm mirasçılar (muvazaalı iÅŸlemin yapılmasından sonra mirasçılık sıfatını kazananlar da dahil) davacı sıfatına sahiptirler.
  4. Dava tapu sicilinin düzeltilmesi davasıdır. (Yargıtay 22.05.1987 tarihli 4/5 sayılı İçtihadı BirleÅŸtirme Kararında 74 tarihli karar aynen benimsenmiÅŸ, buna ek olarak mirasçıların muvazaa nedeniyle tapu sicilinin düzeltilmesi davası yanında kademeli olarak tenkis davası da açabileceklerine hükmedilmiÅŸtir.)
  5. Zamanaşımı süresi söz konusu deÄŸildir.

Muris Muvazaasının Unsurları Nelerdir?

1. Görünürdeki İşlem ;
Görünürdeki iÅŸlem, tarafların gerçek iradelerine uygun olarak yapmak istedikleri iÅŸlem deÄŸildir. Yani bu iÅŸlem tarafların aralarında yaptıkları anlaÅŸma uyarınca hüküm ve sonuç doÄŸurmayacak olan sözleÅŸmedir. SözleÅŸmelerin geçerli olabilmesi için tarafların irade beyanlarının birbirine uygun olması gerekir. Oysa muris muvazaasında miras bırakan ve sözleÅŸmenin karşı tarafının iradesi muvazaalı iÅŸlemin meydana gelmemesi konusunda birbirine uygundur.

2. Gizli İşlem
Miras bırakan ve sözleÅŸmenin karşı tarafının görünürdeki sözleÅŸmenin arkasına saklayarak, kendi aralarında yaptıkları ve hüküm ve sonuç doÄŸurmasını istedikleri sözleÅŸmedir. Burada görünürdeki sözleÅŸmenin aksine tarafların irade ve beyanları arasında uygunluk söz konudur. TBK m. 19 irade teorisini esas aldığından, miras bırakan ve sözleÅŸmenin karşı tarafı arasında yapılan bu gizli iÅŸlem tarafların gerçek iradelerine uygun olmasından dolayı geçerlidir. Yeter ki kanunen aranan ÅŸekil ÅŸartlarına haiz olsun. Miras bırakanın muvazaalı iÅŸlemi bir örnekle açıklayacak olursak; saklı paylı mirasçısından mal kaçırmak için üçüncü kiÅŸiye bir taşınmazını devretmek isteyen miras bırakan, ileride saklı paylı mirasçısının açacağı tenkis davasından kurtulmak için, bağışlama sözleÅŸmesini satış sözleÅŸmesi arkasına gizlemektedir. Burada görünürdeki iÅŸlem olan satış sözleÅŸmesi, tarafların gerçek iradelerine uymadığı yani muvazaalı olduÄŸu için kesin geçersizdir. Bununla beraber gizli iÅŸlem olan bağışlama sözleÅŸmesi de gerekli ÅŸekil ÅŸartlarına uyulmadığı için kesin geçersizdir. Çünkü taraflar satış sözleÅŸmesinde, bir ivaz karşılığında iradelerini açıklamaktadırlar. Oysa bağışlama sözleÅŸmesinde ivaz olmaması hukuki iÅŸlemin esas unsurudur.

3. Muvazaa Anlaşması
Muvazaa anlaÅŸması, miras bırakan ile sözleÅŸmenin karşı tarafının muvazaalı iÅŸlemi mirasçıları aldatmak amacıyla yaptıkları ve kendi aralarında bu sözleÅŸmenin hüküm ifade etmeyeceÄŸi konusunda vardıkları anlaÅŸmadır. Muvazaa anlaÅŸmasında tarafların muvazaayı kararlaÅŸtırması zorunludur. Bu anlaÅŸma sözleÅŸmeyi yapan taraflar arasında, onların istekleriyle gerçekleÅŸir. Muris muvazaasında taraflar arasında yapılan anlaÅŸma herhangi bir ÅŸekle tabi deÄŸildir. Yazılı yapılabileceÄŸi gibi sözlü de yapılabilir. Muvazaa anlaÅŸması, görünürdeki iÅŸlem ile aynı anda yapılabileceÄŸi gibi, ondan önce de yapılabilir. Ama en geç görünürdeki iÅŸlemle birlikte yapılmalıdır, görünürdeki iÅŸlemden sonra yapılamaz. Muvazaada, tarafların muvazaa hususunda anlaÅŸmalarını zorunludur. Bu muvazaa anlaÅŸması bazen gizli sözleÅŸme içinde yapılmış gibi görünse de, yine de muvazaa anlaÅŸması, gizli muameleden bağımsızdır. Muvazaa anlaÅŸmasında taraflar, ya görünüÅŸteki sözleÅŸmenin hüküm ve sonuçlarının kendi aralarında uygulanmayacağı hususunda anlaşırlar veya görünüÅŸteki sözleÅŸmenin hüküm ve sonuçlarının kendi aralarında uygulanmayacağı buna ek olarak gizli sözleÅŸme hükümlerinin kendi aralarında hüküm ve sonuçlarını doÄŸuracağı hususunda anlaşırlar.

4. Mirasçıları Aldatma Kastı
Muris muvazaasının oluÅŸabilmesi için, miras bırakan ve sözleÅŸmenin karşı tarafı sözleÅŸmenin gerçek niteliÄŸini mirasçılardan gizleyerek onları aldatma kastı içinde olmalıdır. Yargıtay’ın yerleÅŸik içtihatlarına göre muris muvazaasının oluÅŸması için mutlaka miras bırakan muvazaalı iÅŸlemi yaparken mirasçılarını aldatma kastı içinde bulunmalı ve muvazaalı iÅŸlemi yapmadaki amacı mirasçılardan mal kaçırmak olmalıdır. EÄŸer miras bırakanın mirasçılarını aldatma kastı ispat edilemezse Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 74 tarihli kararının uygulama olanağının bulunmadığı ilgili daireler tarafından verilmiÅŸ birçok kararda tekrarlanmıştır. Muvazaaya dayalı sözleÅŸmenin yapıldığı sırada, miras bırakanın mal kaçırmak istediÄŸi mirasçısının veya mirasçılarının bulunması, aldatma kastının gerçekleÅŸmesi için yeterlidir. Muvazaalı iÅŸlemin yapıldığı tarihte miras bırakanın mirasçısının olmadığı halde, miras bırakanın öldüÄŸü tarihte mirasçısı olursa, mirasçının yapılan muvazaalı iÅŸleme karşı muvazaanın tespiti açısından dava açmakta hukuki yararının ve hakkının bulunduÄŸu kabul edilmektedir. Mirastan mal kaçırma kastı olmakla birlikte doÄŸrudan bir taşınmazın devri yerine murisin lehine kazandırmada bulunmak istediÄŸi kimsenin üçüncü kiÅŸiden satın aldığı taşınmazın bedelini ödemesi durumunda muvazaa söz konusu olmaz, fakat yapılan bu bağışlama için saklı paylı mirasçılar tenkis hükümlerine baÅŸvurabilir.

Muris muvazaasında, miras bırakanın iradesinin mirasçılardan mal kaçırmak olup olmadığını, her somut olayın durumuna göre detaylı bir inceleme yaparak hakim takdir edecektir. Miras bırakanın mal kaçırma kastının olduÄŸuna yönelik emareler varsa bunun olayın özellikleri dikkate alınarak deÄŸerlendirilmesi gerekir, bu konuda genel geçer bir kural aramak adil olmayan sonuçlar doÄŸurabilir. Yargıtay, muris muvazaası nitelendirmesi yapabilmek için; uyuÅŸmazlıkların saÄŸlıklı, adil ve doÄŸru bir çözüme ulaÅŸtırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diÄŸer bir söyleyiÅŸle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına baÄŸlamaktadır. Bu itibarla, yüksek mahkeme verdiÄŸi birçok kararda, bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuÅŸturulması genellikle zor olduÄŸundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında, birlikte ve doÄŸru ÅŸekilde deÄŸerlendirilmesinin de büyük önem taşıdığını vurgulamaktadır.
Yargıtay miras bırakanın gerçek iradesinin ne olduÄŸunun tespitini yaparken ÅŸu olgulardan yararlanmaktadır:

Ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri,
Toplumsal eÄŸilimler,
Olayların olağan akışı,
Miras bırakanın sözleÅŸmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı,
Kazandırmanın denkleştirme amacı taşıyıp taşımadığı,
Miras bırakanın bakımını üstlenen kiÅŸiye karşı duyduÄŸu minnet duygusu,
Miras bırakanın çocuÄŸu olmayan ikinci eÅŸi güçlendirme arzusu,
Bazı mirasçıların taşınmazı aracı malikten devralmaları,
Davalının maddi olarak taşınmazı alacak gücünün bulunmaması veya bunun tam tersi olarak mirasçının muvazaalı satışa ihtiyacı olmayacak kadar maddi gücünün yerinde olması,
Miras bırakanın maddi olarak ihtiyacı olmamasına rağmen satış yapması,
Davalı yanın alış gücünün olup olmadığı,
Satış bedeli ile sözleÅŸme tarihindeki gerçek deÄŸer arasındaki fark,
Taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki v.s.
Yargıtay uygulaması, miras bırakanın birlikte yaÅŸadığı mirasçısına yaptığı devirde diÄŸer mirasçılardan mal kaçırma kastının olmadığı, kendisine bakan mirasçısına duyduÄŸu minnet duygusundan dolayı tapulu taşınmazını devrettiÄŸi bu nedenle muris muvazaasının ÅŸartları oluÅŸmadığı, YİBGK’nun 74 tarihli İBK’nın uygulanamayacağı yönündedir. Yine aynı ÅŸekilde mirasçının malvarlığı itibariyle alım gücünün yüksek olması ve devredilen taşınmaz malların deÄŸerinin düÅŸük olması miras bırakanın mal kaçırma kastıyla hareket etmediÄŸine emare oluÅŸturduÄŸunu kabul etmektedir.

Muris Muvazaası Davasını Kimler Açabilir?

Saklı pay sahibi olması veya olmamasının önemi olmaksızın miras hakkı çiÄŸnenen her mirasçının bunu dava edebileceÄŸini ve muvazaayı her türlü delil ile ispatlayabileceÄŸini açıktır. Bu davayı yasal mirasçılar, atanmış mirasçılar veya evlatlıklar da açabilir. Ancak bu davayı mirası reddeden, miras hakkından feragat eden ve mirastan çıkarılan kiÅŸiler açamaz. Bu davayı mirasçılardan her biri tek başına açabilir. Terekenin iÅŸtirak halinde olması buna engel deÄŸildir ve her bir mirasçı diÄŸerlerinin olurunu almadan kendi payı oranında Tapu İptal ve Tescil Davası açabilir. Ancak burada mirasçı kendi payı oranında deÄŸil de taşınmazın terekeye dönmesini istemiÅŸse dava dışı diÄŸer mirasçıların da olurunu almak ya da temsilci ile davaya devam etmek zorundadır.